GESTALT KURAMI VE İLKELERİ
- merhabamimar
- 24 Tem 2021
- 3 dakikada okunur
Gestalt teoremini daha iyi kavrayabilmemiz için öncelikle algıdan bahsetmemiz gerekir. Algılama bireyin çevresinde olup biteni yorumlayarak anlamlı bir şekle dönüştürdüğü süreçtir. Duyu organlarımız sayesinde belleğimize kaydedilen etkenler beynimiz ile anlamlı algısal bir yaşantıya dönüşür. Bu dönüşüm belirli ilkeler çerçevesinde gerçekleşir. Belirli bir anda çok sayıda uyarıcı ile karşılaştığımız zaman beynimiz bu uyarıcılar arasında kendisi için önemli olan uyarıcıları dikkate alır. Bu algılamamızın seçici olmasından kaynaklanmaktadır. Algılama ilkeleri yaşadığımız çevreyi belirli bir yapı, süreklilik ve anlamı olan bir çevre olarak algılamamızı sağlar.
Bizler bulunduğumuz mekanlar ile sürekli etkileşim halinde oluruz. Mekanı duyularımızla algılarken geçmişten gelen bilgi ve tecrübelerimizle mekanı yorumlarız. Biçim, renk, malzeme, doku ve ışık faktörleri mekandaki algımızın büyük bir kısmını oluşturan görsel algıyı etkileyen tasarım ögeleridir.
Bize etkileşimli deneyim ortamı sunan bir mekanın bütününü, durduğumuz noktadan deneyimleyemeyiz, o mekanın içinde hareket etmemiz ve parçaları birleştirerek resmin bütününü elde etmemiz gerekir. Bu yönden mimari mekanın çevreyle ve diğer mekanlarla ilişkisi, algı sürecimizi etkileyen en önemli faktörlerdendir. Mekanla aramızda gerçekleşen etkileşim, mekanın bize sunduğu bilgilere göre şekillenir ve öğrenme sürecimize katkı sağlar.
Tasarlayacağımız mekanlarda algılama ilkelerini göz önünde bulundurarak çalışmak, tasarım amacımızı kullanıcıya daha kolay ve anlaşılır bir şekilde iletmemize olanak sağlayacaktır. Tasarladığımız mekanlarda kullandığımız ögeler bizim kendimizi ifade edebilmemiz için bir iletişim aracıdır. Bu yüzden bu yazımızda Gestalt Kuramına değinmek istedik.
GESTALT KURAMI NEDİR?
Gestalt Kuramı, Avusturya ve Almanya’da ortaya çıkmış olan bir teoridir. 1912 yılında Wertheimer’in yazdığı makale ile başlangıç göstermiştir. Bu makalede organizmanın, dışarıdan gelen duyumlara kendi yaşantısından, tecrübelerinden bir şeyler katarak, yaşantıyı yeniden yorumlayıp örgütlediği savunulur. Wertheimer makalesinde belli uyarıcı faktörlerin nasıl gruplanacağını ve yapılandırılacağını ya da yorumlanacağını belirleyen uyarıcı değişkenleri tanımlamıştır.
Gestalt kuramına göre görsel bir imgenin parçaları, birbirinden bağımsız ele alınıp değerlendirilerek analiz edilebilir. Bu imge bütün parçalarının toplamından farklıdır ve daha büyük bir anlam taşımaktadır. Bir bütüne anlam veren, onu oluşturan parçalar değil, her bir parçanın bir araya geliş biçimindeki disiplindir. Gestalt Kuramı, ilkeler ile uyaranların nasıl örgütlendiğini açıklar.
GESTALT İLKELERİ
ALGIDA DEĞİŞMEZLİK
Bir kez algıladığımız nesneleri şekilleri, boyutları, renkleri değişse de hep aynı şekilde zihnimizde canlandırmaya devam ederiz. Nesneleri farklı ortam ve şartlara rağmen aynı şekilde algılamamıza algıda değişmezlik denir.
ALGIDA SEÇİCİLİK
Çevremizde yaşanan, dünyada olup bitenleri duyu organlarımız ve uyarıcılar aracılığıyla algılarız. Algılama sürecinde çevremizdeki uyarıcıların özelliklerine göre algılama önceliğimiz de değişiklik gösterir. Uyarıcıların renkli, hareketli, ışıklı olması gibi durumlar dikkatimizi o yöne yoğunlaştırır. Bireylerin ilgilendiği şeyler de algıda seçicilikte farklılıklar oluşmasını sağlar.
ALGISAL ÖRGÜTLENME
1) ŞEKİL-ZEMİN İLİŞKİSİ:
Görsel algı sistemimiz belirli bir düzene alışmıştır bu yüzden beynimiz görüntülediğimiz nesnelerde odaklanacağı ve arka plana atması gereken uyaranları seçerek birbirinden ayırır. Şekil, bireyin tüm dikkatini çeken diğer etkenlerden ayrılıp daha çok göze çarpan şeydir. Zemin ise dikkat çekmeyen, arka planda kalan unsurdur. Şekil-zemin ilişkisinde her ikisi de aynı anda eşit olarak algılanamaz.
2) YAKINLIK İLKESİ:
Bir düzlemde veya alanda bulunan ögeleri birbirlerine olan yakınlıklarına göre gruplandırarak algılarız. Zaman ve mekan yönünden yakın olan ögeler birbiriyle ilişkilendirildiklerinde hatırlanmaları kolaylaşır. Okul-Öğrenci, Göl-Kuğu, Hastane-Doktor...
3) BENZERLİK İLKESİ:
Birden fazla uyarıcı etkenin olduğu durumlarda birimler arasında birbirine benzeyen ögeler kendi aralarında ilişkilendirilerek bir bütünlük kazanır. Aynı toplulukta bulunan ögelerin benzer yönlerini saptayarak gruplandırırız. Bir torba içerisindeki üçgen, kare ve küre formundaki nesneleri formları, renkleri, boyutlarına göre farklı kombinasyonlarda gruplandırabiliriz. Benzerlik görsel algımızda etkili olduğu kadar işitsel algımızda da etkilidir.
4) TAMAMLAMA İLKESİ:
Zihnimiz tamamlanmamış, eksik gözüken etkinlikleri, nesneleri tamamlama eğilimindedir. Uyaranların etrafındaki düzen geriye kalan eksik parçaları tamamlamamıza yardımcı olur.
5) DEVAMLILIK İLKESİ:
Aynı yönde ilerleyen nesnelerin parçaları bir bütün olarak algılanmaktadır. Belirli yönde ilerleyen noktalar gruplanarak algılanırken iki nesnenin kesişmesi durumunda bu iki nesne bölünmemiş gibi gözükür. Nesneler kesişmelerine rağmen ayrı algılanırlar.
6) BASİTLİK İLKESİ:
Basit ve belirli bir düzene sahip şekiller karmaşık duran şekillere göre daha kolay algılanmaktadır.
DERİNLİK ALGISI
Gestalt yaklaşımına göre hayatımız süresince yaşadıklarımız iz bırakarak iz sistemlerini oluştururlar. Oluşan iz sistemleri hayatımızın devamında yaşantımızı ve algılamalarımızı da etkiler. Önceden edindiğimiz algıları benzer olaylar karşısında tekrar anımsarız ve bunlarla beraber yeni bir yaşantıya dönüştürerek yeni bir iz oluştururuz. Dolayısıyla gelecekteki yaşantılarımız geçmişte yaşadıklarımızla bir anlam kazanır.
PRAGNANZ İLKESİ (İYİ GESTALT):
Gestaltçılar, örgütleme ilkelerini genel bir yasa çerçevesinde toplayarak bu genel yasaya “Pragnanz Yasası” demişlerdir. Pragnanz, özlülük anlamına gelen Almanca bir kelimedir. Pragnanz Yasası, tüm Gestalt Kuramının temeli olan netlik kavramına odaklanır. Bireyler çevredeki olayları algılarken karmaşık ve yabancı uyarıcıları ortadan kaldırarak gerçekliği en basit ve yalın haline indirgeyerek gözlemlerler. Algılama sürecinde gerçekleşen bu oluşum zihnimizin sahip olduğu algısal düzenden kaynaklanmaktadır. Beynimiz eksik olanları tamamlayarak bozuk ve düzensiz olan uyarıcıları etkisiz bırakır ve basitleştirir. Pragnanz Yasası, algılama, öğrenme ve insan zihninin incelenmesinde yardımcı bir ilke olarak kullanılmıştır.
Comments