top of page

PROJE AŞAMALARI NELERDİR?

Güncelleme tarihi: 12 Ağu 2021

Bir mimari projenin tasarlanmasından yapımına kadar olan aşamaları ele alacağımız bu yazımızda aşamalarını göreceğimiz proje, Yemen, Sana’a’da 2006 yılında tamamlanmış olan Britanya elçilik binasıdır.


Proje, 2003 yılında düzenlenen uluslararası yarışmayı kazanmıştır. Britanya’da bir mimarlık ofisi olan Design Engine Architects’in proje önerisi, yarışmanın ‘‘Britanya mimarlığını en iyi şekilde temsil edecek öncü bir tasarım’’ ortaya çıkarılması hedefine uygun olduğu gerekçesiyle bu proje birinciliğe layık olmuştur.


Mimari proje süreci, tasarım fikrinin oluşmasından projenin bitimine kadar sürecek olan bir yolculuk gibidir. Hadi bu yolculuğa birlikte çıkalım.


Hadi bu yolculukta neler yapacağımıza bir göz gezdirelim:


PROJE ZAMAN ÇİZELGESİ


Proje için verilen zamana ve yapının ölçeğine bağlı olarak proje süreleri değişkenlik gösterebilir. Bu çizelgede projelerin gerçekleşme sürecinde geçilen beş ana aşama yer almaktadır. Kavram, arazi analizi, tasarım süreci, yapım ve detay çözümlemeleri ve inşaatın tamamlanması.









I-Kavramsal Eskiz


1- Arazi Analizi


II: Kesit eskizi III: Kavramsal maket IV: Serbest el perspektif


2- Tasarım Süreci


V: Bilgisayar ortamında VI: Kesit VII: Perspektif

üç boyutlu çizim






VIII: Detay Çizimi


3- Detay Çözümleri









IX: Şantiye IX: Kaba inşaat biçimlenmekte


4- Bitmiş Yapı








XI: Bitmiş yapı XII: Yapının cephesi


BİR MİMARİ PROJEYE KATKIDA BULUNANLAR ve ROLLERİ


Bir mimari projenin inşa edilmesi için büyük bir ekip çalışması gerekir. Tasarım ve yapım sürecinin farklı aşamalarında, farklı bilgi ve becerilere sahip kişiler projeye katkıda bulunurlar.

Mimari projenin başarısı, bu ekibin uyum içinde çalışabilmesine ve gerekli bilginin bu ekipte olanlar arasında açık ve net bir şekilde paylaşılmasına bağlıdır.


MÜŞTERİ


Projenin başlatıcısı müşteridir; yapım için gerekli olan finansmanı sağlar ve bazı projelerde son kullanıcı yine müşterinin kendisi olacaktır. Müşterinin istediği projeyle ilgili fikir ve düşüncelerini, ihtiyaç duyduğu işlev ve aktiviteleri mimara ve iç mimara açık bir şekilde ifade edebilmesi önemlidir. Örneğin müşterinin yapının, sahip olmasını istediği biçim ve kurguyla ilgili bir hayali olabilir ya da yapının neyi temsil veya sembolize edeceğine dair beklentileri bulunabilir.


Projeyi iyi anlamak için müşteriyle görüşmelerde müşterinin tüm bu isteklerinden ve projenin işlevsel ihtiyaçlarından bir proje özeti (brif) hazırlanır. Tasarıma bu proje özetinden yola çıkılarak başlanır ve mimar sonraki aşamalarda geriye dönüp projeyi bu özete göre değerlendirebilir.


ÖLÇÜM VE TAHMİNİ MALİYET


Belirli uzmanlıklara sahip kişiler, projeyi farklı açılardan ele alırlar. Örneğin malzeme ve mimari dokuyu araştıran, mevcut yapı ya da arazinin topoğrafik özelliklerini ölçen ve çizimlerini üreten kişiler vardır. Mimar, bu çizimlerden edindiği bilgilerle tasarıma başlamadan önce çevresel birtakım parametreleri kavrayabilir. Örneğin arazinin eğimli veya düz olması nasıl bir tasarım yapılabileceğini belirleyen faktörlerden biridir.


Kadastro memurları arazi ve parsel sınırlarını belirlerler. Restorasyon uzmanlarıysa çevrede bulunan tarihi yapılarla ilgili bilgiye sahiptirler ve tarihi çevrelerde mimarla birlikte çalışırlar.


Projeye başlanmadan önce maliyet analizi uzmanları olası malzeme, yapım tekniği gibi verilere dayanarak yaklaşık ir maliyet hesaplarlar. Proje özeti rölöve çizimleri ve yaklaşık maliyet hesaplarına göre sözleşme hazırlanır ve tasarıma bu bilgiler ışında başlanır.


MÜHENDİSLER


Mühendisler teknik, mekanik ve strüktürel konuların tasarıma uygulanmasıyla ilgilenirler. Özetle mimarla iş birliği içinde binanın strüktürel, mekanik (ısıtma, havalandırma, binanın elektrik sistemi, vb.) sistemlerini kurarlar.


İnşaat Mühendisi: Binanın taşıyıcı strüktürüyle ilgili konuları (kullanılacak yapısal sistem, temel çözümleri, cepheler vb.) ele alırlar. Binanın taşıyıcı sisteminden detay çözümlerine kadar strüktürel konularla ilgili önerilerde bulunur ve bu sistemleri tasarlarlar. İnşaat mühendisleri yapısal bileşenleri mimari öneriye uygun ve etkin çözümlerle rasyonalize ederek binayı uygulanabilir hale getirirler.



Makine Mühendisi: Makine mühendisleri özetle binanın mekanik sistemlerini (ısıtma, havalandırma vb.) tasarlarlar ve bu sistemlerin yapıya uygulanmasını kontrol ederler. Makine mühendisleri bu sistemler üzerine mimarla birlikte çalışarak, tasarıma en uygun ve entegre olacak çözümleri sağlayacak biçimde tanımlar, tasarlar ve uygularlar.



Elektrik Mühendisi: Elektrik mühendisleri makine mühendisleriyle birlikte çalışırlar ve binanın elektrik sistemini tasarlayıp uygularlar. Bazı projelerde elektrik mühendisleri, aydınlatma uzmanlıklarıyla birlikte çalışarak bina için uygun aydınlatma tasarımlarını da geliştirirler.



Akustik Mühendisi: Gürültü kontrolünü sağlarlar. Akustik uzmanları sesin kullanılan malzemelere bağlı olarak nasıl yayılacağını bilir ve kullanıcıların konforlu bir ortama sahip olabilmesi ve ses düzeyinin istenilen düzeyde kalması için önerilerde bulunurlar. Birçok aktiviteyi bir arada bulunduran binalar için akustikçiler, ses iletiminin kontrolü için yalıtım çözümleri ya da iç mekanlara malzeme önerileri geliştirirler.


PEYZAJ MİMARI


Her yapı, bir çevre ve bağlam içinde yerleşir; peyzaj mimarları yapıların yakın çevresiyle ilişkisini tasarlarlar.


Peyzaj mimarları, tasarımlarına çevre şartlarını analiz ederek başlarlar. Yağmur miktarı, ısı farkları vb. gibi iklimsel koşullar ve o çevreye özgü bitki örtüsü ve uygun bitkiler gibi konularda bilgi edinirler.


Peyzaj mimarları aynı zamanda yapının yakın çevresinde bulunan sirkülasyonu ve bu dış mekanlarda geçecek aktiviteleri de tasarlarlar. İyi bir peyzaj tasarımı binayı yakın çevresine bağlar, mimari tasarımı tamamlar ve bir bütün olarak projenin ayrılmaz bir parçası olur.


MÜTEAHHİT


Müteahhitler mimar mühendis ve diğer aktörlerin iş birliğiyle geliştirdikleri tasarımı fiziksel olarak inşa ederler. Müteahhitler bir proje yöneticisi ya da bir şantiye mimarı gözetiminde çalışır. Bazı projelerde asıl müteahhidin yanında alt yüklenicilere ya da belli bir uzmanlık isteyen çözümler için danışmanlara da ihtiyaç duyulur.


Müteahhit projeyi yüklendiğinde şantiye organizasyonu (gerekli malzeme, usta ve diğer servislerin sağlanması) yapar ve bir iş programı hazırlayıp bu takvime uygun olarak inşaatı yürütür. Şantiyenin düzenli ve zamanlamaya uygun olarak ilerleyebilmesi bu koordinasyonun sağlanabilmesine bağlıdır.


PROJE ÖZETİ (BRİF)


Proje özeti işlev, yapım, malzeme kullanımı ve çevreyle ilişkiler gibi projeden genel olarak beklentilerin ifade edildiği kısa ve net bir anlatıdır. Proje özeti müşteriyle ilk görüşmeler sonrasında hazırlanır; ardından fikir detaylandıkça, ihtiyaçlar tasarımı etkileyecek faktörler, iç mekân organizasyonu, gerekli donatılar, vb. gibi bilgilerle genişletilir.


Projeyi iyi anlamak için müşteri ile görüşmelerde proje özetinin oluşturulmasına ve konsept geliştirilmesine kadar izlenecek çeşitli yöntemler vardır;

- Müşteriyle görüşmek

- Proje özetini oluşturmak

- Konsepti güzel bir şekilde anlatmak


KAVRAM


Projenin başlatıcı fikri kavramdır ve işlev, arazi şartları, proje özeti ya da tarihi ve tipolojik bağlamlar dikkate alınarak geliştirilen ilk yaklaşımdır.


Eskizlerle kavramsal projenin oluşturulmasından tasarımın tamamlanmasına kadar olan süreç, sürekli bir geri dönüşlerle ilerleyen zorlu bir süreçtir. Bu yüzden ilk kavramsal proje açık, net ve ekipte yer alan herkesin anlayacağı şekilde ifade edilmeli ve tüm aşamalarda bu kavram geliştirilmelidir.


ARAZİ ANALİZİ


Arazi analizi, hazırlanacak olan projenin tasarım fikrini oluşturabilmek için, yapının yer alacağı arazinin çevresel faktörlerinin incelenmesidir. Örneğin tarihi yapıların bulunduğu bir çevre inşa edilecek bir yapının tasarım kadar strüktürel çözümleri de etkileyecektir ya da iklim koşulları ve ortalama sıcaklıklar, yapının dış mekânla kuracağı ilişkileri belirleyecektir. Bu ilişki yapının bulunacağı arazi çevresindeki diğer yapılara uyum sağlayabileceği gibi uyum sağlamayarak da oluşturulabilir. Bunlar gibi daha birçok çevresel faktör tasarımı etkileyecektir.


Yakın çevreyi ve yerel şartları analiz etmek ve anlamak, yeni tasarlanan yapının çevresel bağlamıyla sağlam ilişkiler kurabilmesi için oldukça önemlidir.


Yemen, Sana’a’da bulunan Britanya elçilik binasının kavramsal maketi.

Bu makette duvarlarla çevrili farklı kotlara yerleşmiş teraslar izlenebilmektedir. Bu teraslar sayesinde yapı araziye uyum sağlamakta ve güvenli bir ortam sağlamaktadır.



Elçilik binasının tasarımını etkileyen yerel mimari öğelerden bir kısmı. Dışarıdan bakıldığında bu konutlar, oldukça masif duvarlara sahipmiş gibi görünürler ancak vitraylı ve kafesli pencere açıklıklarından iç mekâna gelen ışık filtrelenir. Bu geleneksel mimari anlayış, elçilik binasının cephe sistemi tasarımında etkili olmuştur.



TASARIM SÜRECİ

Bir binanın tasarım süreci, öngörülemeyen bir yolculuk gibidir. Mimar tasarıma bir kavramla ve bunu ifade eden bir seri eskiz ya da çalışma maketiyle başlar ancak projenin gelişiminde önemli kararları müşteri verir. Mekanların kullanımı, işlevsel ihtiyaçlar, seçilecek malzemeler ya da ısıtma, havalandırma ve aydınlatma sistemleri her zaman müşteriyle iletişim içinde karar verilen konulardır. Tüm bu gelişme aşamalarında ilk mimari kavramdan ve proje özetinden uzaklaşmamak ya da bu kavramı geliştirmek gereklidir. Tasarım sürecinde alınan çeşitli kararların kavramsal bütünlüğü bozmayacak şekilde projeye uyum sağlaması önemlidir.



Bu planda Britanya elçilik binasının zemin kat planından bahçe ve teraslarla kurulan ilişki izlenebilmektedir.










Kesitlerden iç mekanların birbiriyle olan bağlantıları okunabilir.











DETAY ÇÖZÜMLERİ


Bu aşamada, yapının inşa edilebilmesi için uygulama projesi çizilir. Bu çizimlerin ölçek ve miktarı projeye göre çeşitlilik gösterir. Projeye özel malzeme ve bileşenlerin yapımı için birçok detay çözümüne ihtiyaç vardır. Daha standart ya da alışıldık malzeme ve yapım teknikleri içinse bilinen detaylar kullanılabileceğinden ayrıntılı çizimler üretmek gerekmeyebilir.


Yemen’in iklim şartlarına göre güneş ışığını bol ve yoğun bir şekilde alacak olan elçilik binasının iç mekânında ısının konfor koşulları dahilinde kalabilmesi için, pencere ve diğer açıklıkların tasarımı dikkat gerektirmiştir. Design Engine, projeye özgü bir güneş kırıcı sistem tasarlamış böylece güneş ışığının iç mekâna doğrudan girmesi engellenmiş olup ısıyı artırması da önlenmiştir.


Tasarım sürecinin başında Design Engine Architects ofisi, 11 Eylül ve İstanbul’daki Britanya Elçiliği’nin bombalanması olayları düşünüldüğünde yapılacak olan binanın dış duvarlarının son derece güvenlik sağlaması gerekmekteydi; pencere açıklıklarında kullanılan şeffaf malzemelerde bu güvenlik koşuluna uygun olmalıydı. Projede kullanılacak olan cam malzeme, patlamalara karşı koyabilecek şekilde tasarlanmış, geliştirilmiş ve üretilmiştir. Bu amaçla cam malzeme katmanlı bir şekilde üretilmiş olup bu da camın ağırlığını artırmıştır. Normalden çok daha ağır olan bu cam malzemenin içine yerleşeceği çerçevelerin de özel olarak tasarlanmaları, farklı birleşim detayları üretilmesi gerekmiştir. Aksi takdirde standart bir doğrama, bu malzemeye gerekli taşıyıcı desteği sağlayamazdı.





























Elçilik binasının güneş kırıcıları tıpkı bir peçe gibi davranarak cepheye vuran güneş ışığını kontrol eder. Bilgisayar ortamında modellenmiş bu çizimle güneşin farklı zamanlarındaki hareketi analiz edilebilmektedir.













Elçilik binasının pencereleri, bombalamalara karşı güvenli olacak şekilde tasarlanmıştır. Özel detay çözümleriyle üretilen pencereler kullanılmadan önce test edilmiştir.



BİTMİŞ YAPI


Her bina, projenin başlangıç aşamasında mimar tarafından zihinde göz önüne getirilerek hayal edilir. İnşa edilen yapının, ilk zamanlardaki yapılması hayal edilenle ne denli benzer olduğu mimarlığın ilginç bir yönüdür. En karmaşık ve uzman modelleme programları ve en detaylı maketler yapılsa bile her zaman öngörülemeyecek sürprizleriyle, mimari her zaman şaşırtıcıdır. Örneğin doğal ışığın iç mekânda yaratacağı atmosfer tahmin edilse bile gerçek deneyim farklı olacaktır. İç mekanların birbirleriyle kurduğu ilişki ancak bina tamamlandıktan sonra algılanabilecek bir deneyimdir. Bitmiş bir yapının başarısı, iki temel faktöre göre değerlendirilir: Yapı amacına uygun mu ve proje özetinde belirleyen ihtiyaçları karşılıyor mu?


Proje başında FCO, mimarlardan proje özetinde yer alan şu çelişkiye çözüm beklemekteydi: ‘‘İdeal elçilik binası aynı anda hem tıpkı bir yer altı sığınağı kadar güvenli hem de kendini gösteren ve ‘lütfen gelip bir çayımızı için’ diyecek kadar davetkar olmalı’’ demiş ve bu çelişkiye bir çözüm getirilmesi beklenmiştir. Elçilik binası bu çelişkiyi çözümleyebilmiştir: Projenin bitmiş hali aynı zamanda hem güvenli hem de davetkar bir yapı olmuştur. Design Engine, tasarımını malzeme seçimi ve çevreyle kurulan ilişkiler açısından değerlendirerek geliştirmiştir.


Yapının bitmiş halinde yatay bir etki yaratan çatı örtüsü çevreyle net bir ilişki kurmaktadır.












Elçilik binasının yeşil bahçeleri içinde bulunduğu çevre koşullarını yumuşatmaktadır.














Cor-ten çelik malzemeden üretilmiş güneş kırıcı perde bir peçe gibi cepheyi örterek yapıyı korurken, iç mekândan dışarıya bakışı engellemeyecek derecede şeffaftır.



KAYNAKÇA: Lorraine Farrelly- MİMARLIĞIN TEMELLERİ 3. BASKI LİTERATÜR YAYINLARI

 
 
 

Comments


BİZE ULAŞIN:

Bizi Takip Edin:

  • Gri Instagram Simge
  • Gri YouTube Simgesi
  • Gri Pinterest Simge

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇ

Teşekkürler

bottom of page