top of page

PİET MONDRİAN VE DE STİJL AKIMI

Güncelleme tarihi: 7 Tem 2021


Piet Mondrian, 7 Mart 1872 tarihinde Hollanda’nın Amersfoort kentinde dünyaya geldi. Babası kendisi gibi oğlunun da öğretmen olmasını istiyordu ancak Piet öğretmen olmak istemiyordu. Halk okullarında resim öğretmenliği yapmak amacıyla iki diploma aldıktan sonra hayallerinin peşinden Amsterdam Akademisi’ne girdi.


Sanat eğitimini 1892-1894 yıllarında Amsterdam Akademisi’nde tamamlayan Piet Mondrian, geçimini sağlamak için müzelerdeki tabloların kopyalarını yapıyordu. 1903 yılına doğru Brabant Katolik köylüleri ile yaşamını sürdüren Mondrian, teosofi (insan ile evren ve Tanrı arasındaki ilişki kurmayı öngören felsefi anlayış) ile ilgilenmeye başladı. 1908 yılında Walcheren adasındaki Dombourg’a giden ressamın çalışmalarında yer alan mor renkler yerini açık mavi, pembe, altın sarısı ve beyaza bıraktı.


Dostlarının Paris’e gitmesini önermelerinin ardından 1911 yılının sonunda Paris’e gitti. Önceleri manzara resimleri yapan Mondrian, Paris’e gittiğinde, orada tanıştığı Hollandalı ressamın etkisiyle çizgiye önem vermeye başlamış ve simgeci eserler üretmeye başladı. Daha sonra o günlerde Paris’te egemen olan Kübizm’in etkisiyle soyutlamaya yöneldi. Düz çizgilere yönelişi 1909-1911 arasında yaptığı ağaç resimlerinde görülmektedir. Bu dönemde çalışmalarına kesik çizgiler ve oval biçimler de dahil olmuştur. Bu gelişim içinde, geometrik soyuta varabilmek için, Kübizm’in doğalcı tutumundan uzaklaşarak dörtgenler üstünde yoğunlaşmaya başladı.


1914 yılında, savaşın başlamasından 15 gün önce hastalanan babasının yanına Hollanda’ya geri döndü. Piet Mondrian Paris’e ancak barış anlaşmasından sonra geri dönüş yapabildi. Bu zaman diliminde soyutlama araştırmalarını sürdürerek beyaz bir zemin üstüne yalnızca temel renkleri kullanarak yaptığı düzenlemelerle yeni-plastizm kuramını geliştirmeye başladı. 1915 yılında yatay ve düşey çizgilerin düzenliliğine ulaşarak o dönemdeki tabloları ile Yeni Plastizm kuramının öncüsü oldu.



Mondrian o yıllarda tanıştığı Theo Van Doesburg ve Anthony Van Der Leck ile birlikte “De Stijl” (Üslup) dergisini kurdular. Derginin ilk sayısı 1917 yılının Ekim ayında yayınlandı. Piet Mondrian, De Stijl’de daha az resim yapıp kendi resim anlayışıyla ilgili uzun denemeler yayınlıyordu. Denemeleri, Le Neo Plasticisme adı ile ilk kez 1920’de yayınlandı.

1919 yılının başında Paris’e dönen Mondrian Yeni Plastizm üzerindeki düşüncelerini sürdürdü. Beyaz zeminin, bir mekânı çağrıştırdığı düşüncesiyle, resimden üçüncü boyutu kaldırabilmek için 1920’lerden başlayarak tuvali yatay ve dikey siyah çizgilerle dörtgenlere ayırmış ve bunların arasında kalan bölümleri ana renkler olan sarı, mavi ve kırmızı ile boyamıştır.

Le Neo Plasticisme adlı yapıtının Almanca çevirisi 1924’te Bauhaus yayınları arasında çıkmıştır. O yıllarda Van Doesburg’un öğecilik kuramını geliştirmesine tepki olarak Mondrian, De Stijl dergisinden ayrıldı.


Mondrian yeni-plastizm kuramını teosofist düşünceye dayanarak geliştirmişti. Amacı, yatay ve dikeyde ana renklerin temel renklerle bir arada kullanarak temel geometrinin mükemmelliğini ve evrenselliğini denge ve uyumunu dile getirmekti. Doğal biçimler yatay ve dikey düz çizgilerle, doğal renkler ise temel renkler ile ifade edilmişti. Böylece kişisel öğeler basite indirgenerek evrensel bir anlam kazanmış oluyordu. 1930’larda yatay ve dikey çizgilerin sıklığını arttırarak kafes görünümü oluşturmuş ve bu resimlerine kent adları vermişti. 1938’de Londra’ya gitti ancak II. Dünya Savaşı sırasında atölyesi bombalanınca New York’a taşınmak zorunda kaldı. 1940’larda siyah renkten vazgeçip kafes örgüsünü renkli dörtgenleri birbiri ardına dizerek elde etti. Böylece renkler çizginin görevini de üstlenmiş oldu. Piet Mondrian 1 Şubat 1944’te New York’ta hayatını kaybetti.


Mondrianın öncüsü olduğu De Stijl akımı sadece resim alanında değil iç mekan tasarımı, mimarlık ve her tür tasarım alanına ilham kaynağı olmuştur. Örneğin bir konut projesinde bu tablolardan ilham alarak çizgileri sınır kabul edip mekanın duvarları oluşturulabilir. Çizgi aralıklarında kalan dörtgenler ise tasarımcının isteğine göre farklı fonksiyonlar ve kot ölçüleriyle değerlendirilebilir. Unutmayın ki De Stijl akımını örnek alan bir tasarım çalışması simetriden uzak, estetik bir dengeye sahiptir ve bu denge zıtlıkların bir arada kullanılmasıyla sağlanır. Denge ve ritim, renklerin oranı ve yerleşim düzeniyle sağlanmaktadır.



 
 
 

Comments


BİZE ULAŞIN:

Bizi Takip Edin:

  • Gri Instagram Simge
  • Gri YouTube Simgesi
  • Gri Pinterest Simge

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇ

Teşekkürler

bottom of page